Kış aylarının vazgeçilmezi boza,en eski Türk içeceklerinden biri olarak biliniyor. Bozanın, eski Osmanlı coğrafyası yörelerinde yapılıp tüketildiği tarihi kayıtlarda belirtiliyor.
Yapılışı: Yöreye göre de değişebiliyor. Türkiye’de genelde darıdan yapılan boza,o yörenin başlıca ürününe göre mısır,arpa,kara buğday,bulgur, bazen de pirinç ve ekmekten mayalandırılarak da yapılıyor. Su ve şeker ayrıca mamul mayalı boza ilavesi ile kaynatılmış soğumuş tahıl lapası belli bir kıvamda mayalandırılmaya bırakılıyor. Belli bir sıcaklıkta bekletilen boza içindeki canlı bakterileri harekete geçiriyor. Sıcaklığa bağlı olarak süre uzadıkça mayalanma da hızlanıyor ve ekşimesi de artıyor. Onun için muhafaza şartları çok önemli. Bakterilerin fermantasyonu devam eden bu bozanın çok hızlı tüketilmesi gerekiyor. Bozanın bünyesinde tüm B vitaminleri kompleks olarak mevcut. Bunun yanında laktik asit de bulunmakta.
Boza hazmettirici özelliğinin yanı sıra vitamin kaynağı olarak sporculara, sınava giren öğrencilere özellikle süt yapıcı özelliğinden dolayı hamile hanımlara da tavsiye ediliyor. Ayrıca antibakteriyel özelliğinden dolayı soğuk algınlığı hastalığı tedavisinde , boğaz hastalığı enfeksiyonlarında ve bağırsak düzenleyici olarak iyileştirici etkisi var. Yaşı kemele ermiş olanlar bilirler. Eski kış gecelerin de sokaklarımız da elinde güğümleri ile dolaşan seyyar bozacılar vardı. Aynı tonda çıkan gevrek sesi ile sokakta yankılanırdı, bozacının bağırışı.. “Boazaa, eyi boozaa…” Bu sesi duyduğumuzda pencerelere koşardık çocukken. Katmerli sesiyle gelen bozacı uzaklaşırken de bir hüzün çökerdi içimize. Ama iyi gününde olan ebeveynimiz elinde tasla bozacıyı çağırdığında ise ayrı bir mutluluk sarardı evimizin içini.
60 YILLIK AYNI DOĞAL LEZZET
Eskişehir’de en köklü boza imalathanesi 1955’den bugüne süre gelen Karakedi Bozacısı bu şehrin bir lezzet simgesi olmuş artık. Lezzet gezimizin rotasını Karakedi Bozacısı’na yönlendirmek şart olmuştu. Merhaba diyerek ziyaret ediyoruz bu lezzet mekanını. Çocukluğumuzdan beri iyi tanıdığımız Karakedi Bozacısı’nın işletmecisi Vedat Ürersoy ile ayaküstü boza sohbetimizi sürdürüyoruz. O arada müşterilerin kendi mekanı olarak benimsedikleri bu nostaljik mekanda,mermer masaların üzerine sıralanmış bardaklardaki bozaları tarçınlayıp hemen oracıkta ayakta ve taburelerde içerken dibinde kalanı kaşıklarken görebilirsiniz. Vedat bey kardeşimiz,60 yıldır bozadaki aynı lezzet ve standardı korumak için titizlikle uğraş verdiğini iyi biliyoruz. Özellikle ham maddesi olan yerli mısırın (hibrit) yani “genetiği değiştirilmemiş mısır” olanını Eskişehir yöresinde özel olarak yetiştiren üreticiden temin ediyor. Üretimde yerli mısır yanında Eskişehir Şeker Fabrikasının şeker pancarından elde edilen şekeri ve bu şehrin has Kalabak suyu kullanılıyor. Öyle;tatlandırıcı,katkı maddesi veya mısır şurubu glikoz veya genetiğiyle oynanmış mısır bu mekana asla girmiyor.60 sene önce ne kullanılıyorsa aynen sürdürmesi, bu doğal bozayı,aynı lezzetiyle müşterilerinin daha çok tercih etmesini sağlıyor.
ADRESİ
Sıcaksular (çarşı) Değirmen Sokak’ta 5/B. Ayrıca Yediler yolunda ve Köprübaşı caddesinde birer şubesi daha var. TEL:0222 231 1231
