Epeyce uzun zaman sonra yeniden merhaba sevgili kahveciler. İki seneyi çoktan aştı verdiğim ara. Memleketin içine düştüğü girdap beni de aldı içine maalesef. Hiç içimden gelmedi bir şeyler karalamak. Saçmalamaktansa sessiz kalmayı tercih ettim. Vakit öyle hızlı geçti ki sormayın. Kişisel olarak yaşadıklarımın hiç bir önemi yok, toplumsal olarak geçirdiğimiz ve hala geçirmekte olduğumuz badireler çok daha zorlu.
Her neyse, artık yepyeni bir yüzle yeniden karşınızda Kahve Molası. Biraz oradan buradan, biraz sevip saydıklarımızdan ama çokça siz gönüllü yazarlarımızdan aldıklarımızla, daha renkli, daha ortama uygun, hoşça vakit geçirebileceğimiz bir site oluşturmaya çalıştım.
2002 yılında başladığımız yolculuğumuzda yüzlerce yazardan binlerce yazı yayınladık. Geçen yıllar için de çok şey değişti hayatımızda. Buna bağlı olarak eskiden yazdıklarını beğenmeyen bir sürü sevgili dostumuz çıktı ortaya. Şunu silelim, bunu silelim derken baktım olacak gibi değil, her şeyin üzerine bir sünger çekip yepyeni bir sayfa açmak istedim bu yapıyla. Henüz yeni yazılarınız gelmediği için eskilerden seçtim bir şeyler. Yıllardır her hafta üreten sevgili dostum Seyfullah Çalışkan için ayrı bir parantez açma gereği duydum mesela. Bu arada unuttuklarım da olmuştur mutlaka. Siz eskilerden ricam, şu yazım mutlaka burada olmalı dediklerinizi bana iletin. Onları zevkle arşivden çıkarıp yeni yapıya monte edeceğimden emin olabilirsiniz.
Hala pek çok eksiğimiz var ama zaman içinde sizlerden gelecek önerilerle beslenip tekrar büyüyeceğimize inancım sonsuz. Her ne hikmetse(!?) birdenbire Anıtkabir’e koşmak akıllarına gelen takiyyecilere inat, 10 Kasım 2017’de Ulu Önder Atatürk’ün ölüm yıl dönümünde, her gün daha çok büyüyen özlemle tekrar açıyoruz penceremizi.
Derin bir nefes alıp, “hurra” diyerek başlıyoruz, yolumuz açık olsun.
Tekrar buluşuncaya kadar bulunduğunuz yerden bir adım öne çıkın. Sevgiyle…
Cem Özbatur