Seçimler aslında ciddi işlerdir, değil mi? Valla kimse kusura bakmasın bu ara değil. Daha doğrusu orantısız zeka sokağa çıktığından, sosyal medyada sesini duyurabilir olduğundan beri değil.
Evet kelli felli takım elbiseli koca koca adamlar, döpiyesli üzerlerinden resmiyet akan kadınlar siyasi resim karesinde bulunuyorlar ama sesi açtığınız anda yani söylemlere dikkat etmeye başladığınız anda tüm ciddiyet kaybolup gidiyor. İktidar lideri, partili cumhurbaşkanı çıkıp miting alanlarında hastanelere MR cihazını biz getirdik diyor mesela. Bahsedilen MR cihazı Türkiye’de bir üniversitede ar-ge laboratuarında keşfedilip, geliştirilmiş olsa bu böbürlenmeyi anlarım ama satın alıp fişe takıp çalıştırdığınız birşey ile böbürlenmek neyin havasıdır anlamak mümkün değil gerçekten.
Tabi en can alıcısı buzdolabı meselesi. Şimdi sevgili okuyucu seni bilemiyorum ama ben 80’ler çocuklarındanım ve evimizde buzdolabı olmadığını hiç hatırlamıyorum. Diyebilirsiniz ki; sen şanslı kesim beyaz yakalı çocuğu olduğundan ne anlarsın! Mümkündür, hatta oldukça şanslı bir aileye doğduğum kesin bilgidir. Ancak 2002 yılında iktidara gelen bir partinin, ki hatırlayın milenyumda neler olacak “tüm sistemler sıfırlanacak” tartışmalarını ardımızda bırakmış, evlerimize internet bağlamış, çevirmeli de olsa görece hızlı sistemlere geçmişken, cep telefonu kullanmaya başlamışken, biz buzdolabını her eve getirdik gibi argümanlara ancak kargalar güler.
Ama adama da sorarlar; sen o buzdolaplarını, cenazeleri “güvenlik” gerekçeleriyle yapılamayan cesetlerin korunması için mi her eve getirdin diye!
Güleriz ağlanacak halimize betimlemesi zannediyorum tam da seçim dönemlerindeki Türkiye tablosunu anlatmak üzere kurgulanmıştır. Çünkü millet kıraathaneleri, bedava çaylar, kekler gibi ortaya atılan projeler ancak bu söz öbeği ile betimlenebilir. Zaten orantısız zeka tek kelime ile muhteşem karşılıklar ürettiği için, ben sadece güleriz ağlanacak halimize diyerek geçeyim.
Bir de öbür yüzü var elbette seçimlerin. Yıllardır muhalefete sıkışıp kalmış, sesini duyurmak için herşeyi yapsa da hepimizin gözleri önünde bile bile, göre göre, susa susa, demir parmaklıklar ardına hapsedilmiş bir diğer yüzü. Kişisel olarak hangi partiyi desteklediğimiz hiç fark etmez ama orantısız zeka birbirini tüm mesafelere inat görür ve tanır. O yüzden Demirtaş’ın sahalarda olsaydı bu seçime ne kadar çok etkisi olacağını, ne kadar çok fark yaratacağını sanırım hepimiz kabul ederiz. Düşünsenize, avukatları aracılığıyla attığı tweet bile bir çok kafanın karışmasına sebep oluyor. Hücresini arayan gardiyanlar, neyle tweet attığını çözmeye çalışıyorlar. Cevabı da yine kendilerine Demirtaş veriyor. Ketıl!
Efendim bu hafta çok uzun yazamayacağım çünkü KareTekerlek de gönüllü oldu seçimlerde Oy ve Ötesi ile çalışıyor.
Son sözümü Saadet partili yöneticinin konuşmasından ilham alarak söyleyeyim ben de; lütfen lütfen lütfen unutmayın; bu seçim buzdolabı ile ketıl arasında, bu seçim orantısız zeka ile zekasız orantı arasındadır. O yüzden el verin, destek verin güç verin!
Bir düşünsenize; demir parmaklıklar ardından bir ketıl ile bunlar yapılabiliyorsa, siz isterseniz neler başarabilirsiniz!!!
https://www.karetekerlek.com/kursunkalem/buzdolab-ketla-kar
Ayşegül Ekinci