Kimileri Bodrum için turizm şehri der; kimisi tarihine, kimisi doğasına vurgundur. Bodrum’u dünyanın birçok güzel şehrinden ayıran bir başka özelliği de kültür sanatla beslenmeyi yaşam biçimi olarak benimseyen insanlarıdır.
Bodrum’da yılın hangi ayında olursa olsun gezebileceğiniz bir sergi, dinleyebileceğiniz bir konser; izleyebileceğiniz bir konferans bulursunuz. Hele hele yazın dünya çapında müzik ve bale festivalleri; bienaller de sizin estetik zevkinize değer üstüne değer katar.
Klasik müzik denince Bodrum’da ilk akla gelen isim kuşkusuz Numan Pekdemir’dir. İzmir Senfoniye yıllarını vermiş; bakanlık nezdinde de çok önemli görevler üstlenmiş olan hemşehrimiz Pekdemir koşullar ne olursa olsun bizler çok değerli sanatçılarla buluşturmaya devam ediyor.
Dün akşam da Herodot Kültür Merkezinde yine kendisinin olağanüstü çabalarıyla izleme fırsatı bulduğumuz Klasikten Türkülerimize Yeni Yıl konseri vardı.
Çaykovski, Rossini, , G. Bizet, Donizetti, Verdi,Puccini, Lehar, de Curtis, Falve, Cardilo ve Cheburini gibi ünlü bestecilerin güzel eserlerini Bariton Cüneyt Ünsal, Tenor Muzaffer Soydan ve Soprano Ayşe Şener Özmen’den zevkle dinledik.
Genç Piyanist Ahmet Sait Karabulut’un çok sesli düzenlemelerini yaptığı türküler de dinleyicilerin yeni yıla mutlulukla girmeleri için vitamin desteği gibiydi.
Her halleriyle bizleri gururlandıran genç klarinet sanatçılarımız Özlem Pınar, Tuğer Doruk, Onur Yıldız ve Kerem Özgür Erdem’in başarılarını daha yüksek noktalara taşıyan Piyanist Ahmet Kahyaoğlu’nu ne kadar kutlasak azdır.
Dün akşamki konseri taçlandıran sunucu Başak Narin’i özellikle kutlamak istiyorum. Duru ve akıcı Türkçesi ve konulara hakimiyetiyle dinleyiciyi eserlere odakladı.
Sanat eserleri bireysel bir çabanın ürünü olsalar da topluma sunumları bir ortak çabayı gerektirir. Hal böyleyken “sunum” konusunda pek de özenli olduğumuz söylenemez. Bu bakımdan dün akşamki konserin sunum biçimini özellikle değerlendirmek gerektiğini düşündüm.
Bir ara salonun dolu koltuklarına baktım. Maskesiz hiçbir dinleyici görmedim. Bu elbette övülmesi gereken bir durum değil. Ama onca tehlikeye rağmen geçenlerde Barlar Sokağında karşımdan gelen yüzlerce insandan sadece beşinin maskeli olması duyarsızlığı karşısında konser dinleyicisinin duyarlılığına değinmesem olmazdı.
Bodrum’un artık üç yüz, beş yüz kişilik salonlarla kültür şehri olma özelliğini sürdüremeyeceği açıktır. Bodrum, uluslararası standartlarda bir kültür merkezini fazlasıyla hak ediyor. Bu görev de, belediyelerden çok Kültür Bakanlığınındır.
Değerli dostum Numan Bey, dün akşam Sayın Ahmet Aras’tan “Bodrum Senfoni Orkestrası “ sözünü bir kez daha aldı. O arada genç ve dinamik kaymakamımız Sayın Bilgehan Bayar’a da “kültür merkezi” için pas atsaydı dedim.
Koşullar ne olursa olsun, kültür ve sanatı yaşamlarının vazgeçilmezi olarak gören Bodrum’un bu güzellikleri fazlasıyla hak ettiğini düşünüyor, yepyeni sanat etkinliklerinde buluşmak dileğiyle tüm kültür ve sanat camiasının yeni yılını kutluyorum.
Hamdi Topçuoğlu
