1.8 C
İstanbul
23 Kasım 2024, Cumartesi
spot_img

SEVGİ

Yağmur bardaktan boşalırcasına devam ediyordu. Camdan dışarıya doğru baktım, yerler suyla dolmaya başlamıştı. Basınca ayakkabının içine su girecek kadar çok yağıyordu.

Binanın köşesinden bir kadın geçiyor, kucağındaki çocuğuyla. Kırmızı kaşkollu, başı bereli, üç yaşındaki kızıyla. Kadının üzerinde krem rengi bir mont, onun altında bordo bir kazak, ayağında da kot pantolon vardı, mavi renkte. Kızının ağzını, yüzünü üşümesin, diye örterek soğuktan korumaya çalışıyordu. Sonra çocuğun yanağına hafif bir öpücük kondurdu ve yoluna devam etti.

Diğer köşedense bir adamla köpeği geçiyordu. Adamın üstünde, uzun bir mont vardı, açık kahverengi. Altındaki pantolonun paçaları ıslaktı, gri renginin koyulaşmasından anlaşılıyordu. Montunun yakasını eliyle doğrultu, ensesini tamamen kapatmış oldu. Saçlarından aşağıya doğru su damlaları akıyordu. Islak saçları kafasına iyice yapışmıştı. Sağ yanında, elinde tasmasını tuttuğu köpeği de pek farkı değildi. Onun da sarı tüyleri bedenine yapışmış, uzun kulakları aşağıya sarkmıştı. Ayaklarının çamur içinde olduğu gözüküyordu. Adam elindeki tasmayı, biraz daha hızlı dercesine asıldı, köpek yorgundu, dili iyice dışarıya çıktı. Adam önde, o arkada birkaç adım attıktan sonra köpek durdu, artık dermanı kalmamıştı. Adam arkasına döndü, köpeğinin başını okşadı, vicdan azabı duyarcasına, keşke bu havada, arkamdan sürüklemeseydim dercesine, bir bakış attı. Sonra da kucağına aldı ve yoluna devam etti.

Yan apartmanın balkon kapısı açıldı, kızıl saçlı, hafif toplu, orta yaşlı bir bayan elinde tabağıyla balkona bir şeyler atıyordu. Biraz dikkat edince bunların bulgur taneleri olduğunu fark ettim. Balkona gelen, soğuktan üşümüş kuşlara yem, diye bunları atıyordu. Kuşlar da balkonun demir parmaklıkları arasından, yemlere uzanıyor, ürkek adımlarla taneleri yiyorlardı. Onlar yedikçe, kadın daha çok atmaya başladı bir, iki derken birçok kuş bir araya geldi.

Kadının elindeki tabak boşalmıştı. Ama kadın hâlâ onlara bakıyor, güzel bir şeyler yapmanın sevicini yüreğinde duyuyordu.

Derken kapı aralığından beyaz tüylü, şişman kedisi kafasını uzattı. Kadın elindeki tabağı kapının eşiğine bırakarak, kedisini kucağına aldı, kuşları ürkütmemesi için odaya götürdü.

Birinci kadın bebeğini seviyordu, onu soğuktan korumaya çalışıyordu. Adam da köpeğini seviyordu, onu kucağına aldı götürdü. İkinci kadın kuşlara yem verdi, mutlu oldu. Sonra kedisini de kucağına alıp, sıcak odasına girdi.

Peki, o zaman dünyayı döndüren neydi?…

Neslihan Minel

Facebook Yorumları
Önceki İçerik
Sonraki İçerik

Diğer Yazıları

Bizi Takip Edin

232BeğenenlerBeğen
114TakipçilerTakip Et
349TakipçilerTakip Et
2,330AboneAbone Ol
- Reklam -

En Son Eklenenler