17.5 C
İstanbul
21 Kasım 2024, Perşembe
spot_img

BİR GARİP HİKÂYE-2

Judy, kızı ile şehirdeki evlerine döndüğünde komşu Nayla’yı düşünüyordu. Ona yardımcı olabilecek ve bu işleri bilen, anlayan birini bulmalıydı. Ama kim? İş yerinde birkaç arkadaşına sordu ama cevap alamadı. Nayla’nın sorunu, Judy’nin omuzunda yük kalmıştı. Sorun çözülemese de birisine anlatılması bile yeterdi.

Birkaç gün geçtikten sonra, eğitim binalarında elden geçirilmesi gereken çatı izolasyonu hakkında küçük bir toplantı yapıldı. Judy’nin de katıldığı bu toplantıda fen işleri müdüründen bahsettiklerinde Judy, kulak kabarttı. Samuel’den bahsediyorlardı. Yapı işlerini bilen ve Nayla’nın sorununa çözüm bulabilecek kişi Samuel’di. Judy, bir ay önce sesine takıldığı bu adamı arayıp yardım isteyebilirdi. Ofisine dönünce hemen telefonunu karıştırdı. Numarası kayıtlıydı.

“Merhaba, ben eğitim binasından Judy. Geçen toplantıda sizinle karşılaşmıştık.” Judy, nedense tuhaf bir heyecana kapılmıştı.
“Merhaba Judy” Samuel’in rahatlatıcı ses tonu Judy’nin ruhunu okşamıştı. Değişik bir histi. “Seni hatırladım, nasılsın?”cevapladı Samuel.
“İyim” dedi Judy, konuya nasıl gireceğini düşünerek. “Bir tanıdığımın binasında sorunlar var, sizin yardımcı olabileceğinizi düşündüm, hizmet sektöründe konumunuzdan dolayı bağlantılarınız olduğunu biliyorum, belki de sorunu çözmek için sizden yardım alabiliriz?” Judy, kendisini aptal gibi hissetmişti, hiç tanımadığı bir adam ona neden yardım etsindi ki?

“Tabii, yardımcı oluruz, yapabileceğimiz bir şey ise destek oluruz. Ama sorunu tam olarak nedir?” Samuel, gayet olumlu konuşmuştu.
“Aslında kendisi anlatsa daha iyi olur, çünkü ben detayları bilmiyorum. İsterseniz tanıdığımın telefonunu veririm, kabul ederseniz de sizin telefonunuzu vereyim? Ya da vaktiniz varsa ortak bir noktada hep birlikte buluşup kahve de içebiliriz?” Judy asıl şimdi heyecanlanmıştı.
“Benim için hepsi de uyar. Kahve içmek de iyi olur. Siz nasıl isterseniz?”
“O zaman ben tanıdığımla konuşup size geri döneyim, karar verelim. Bay Samuel, çok teşekkür ediyorum, cevap verdiğiniz için, çok mutlu oldum.”
“Daha bir şey yapmadım ki, umarım çözebiliriz, aramanızı bekliyorum.”
“Sorup hemen arıyorum sizi, tekrar teşekkür ederim. İyi günler” Judy, heyecandan terlemişti.
“İyi günler.”Samuel telefonu kapattı.
Judy’nin içinde neden böyle bir his vardı? “Ne saçma bir durum?” diye düşündü. “Neden böyle hissediyorum?” “Sesi ne kadar hoştu?” “Birkaç kez gördüğüm bu adam için sadece bir telefon konuşmasıyla neden vücudum, alnım terledi bu kadar? Judy, hislerini anlamaya çalışıyordu, bir taraftan da kendisine kızmıştı. İçindeki boşluğun oyunları mıydı bu hisler?

***
Samuel ve Judy, komşu Nayla ile ortak belirledikleri yerde Nayla’nın gelmesini bekliyordu. Nayla, derdini anlatacağı kişi ile yüz yüze görüşmek istemişti. Şimdi Judy’nin karşısında Samuel oturmuştu ve Judy’ye işinin yoğunluğundan bahsediyordu. Mavi gömleğinin kollarını katlamıştı, konuşurken el hareketlerinden beyaz bilekleri Judy’nin dikkatini çekiyordu. Yaşının gösterdiği kırışmış yüz hatlarının arasında ela gözleri Judy’nin dikkatini çekmişti. Uzun zamandır böyle bir buluşma yaşamayan Judy, Samuel’i merakla dinliyordu. Adamın ne kadar yoğun bir çalışma hayatı vardı? İş yaşamının arasında kendisinden bahseden cümleler de sarfediyordu. Judy’nin de asıl merak ettikleri özel hayatıydı; Samuel kimdi? Nasıl biriydi? Hayatını nasıl yaşardı? Boşanmış bir adam olduğunu biliyordu, peki çocukları var mıydı? Judy neden bunları merak ediyordu?

Oturdukları masanın ilerisinde, Nayla ve yanında kızını gören Judy, ayağa kalktı. Samuel’e: “Nayla hanım geldi, karşılayayım.” diyerek iki kadına doğru yöneldi. Nayla, evlenmekte geç kalmış ve artık bunu da hiç düşünmeyen kızı ile birlikte onlara doğru yürüyordu. Judy, Nayla’ya sarıldı ve kızı ile tokalaştı. Samuel ayağa kalkmıştı ve onlara “Hoşgeldiniz” diyerek gülümsedi. Nayla ve kızı yan yana oturduklarından Judy de Samuel’in yanına oturmuştu. Judy, Samuel’i tanıştırarak kim olduğunu ve görevinden bahsetti. Nayla, gözlerinde sorunlarına çözüm bulacak kişiyle tanışmanın heyecanından dertlerini hemen anlatmaya koyuldu. Samuel dikkatle dinliyordu, arada bir Nayla’ya soru soruyordu. Judy ve Nayla’nın kızı da bu buluşmanın sessiz katılımcılarıydı. Judy, Samuel’in sanki daha önce hep dinlemiş gibi hissettiği bu adamın ruhunu okşayan sesini dinliyordu. Bir yerlerden çok tanıdıktı, ta derinlerden tanıdık.

Saatler dakikaları kovalıyordu. Nayla’nın istekleri, talepleri bir türlü bitmek bilmediği için Judy, bu sohbetin vaktini kısaltmayı düşündü. Öyle de yaptı. Nayla, söz konusu olan evrakları Samuel’e mail atacak, araştırma sonrasında soruna müdahale edebilecek kişilere ulaşılacaktı. Judy, Nayla ve kızını yolcu etmek için ayağa kalkıp sohbetin artık bitmesi gerektiğini hissettirdi. Nayla sanki daha da konuşmak istiyordu ancak Samuel’in de onun derdini dinlemekten daha fazla yapabileceği bir şey yoktu. Kızı ile birlikte istemsiz sandalyesinden kalkan Nayla, teşekkür ederek Judy ve Samuel’le vedalaştı. Memnuniyet duymamış gibi bir surat ifadesi vardı. Samuel, elinden geleni yapacağını söyledi ve kadınların uzaklaşmasını izledi. Sandalyeye otururken Judy’nin beklediği soruyu sordu:
“Vaktiniz varsa size kahve ısmarlayayım.” Samuel’in sorusuna içten sevinen Judy:
“Vaktim var, memnun olurum.” Cevap verdi. Ses tonunun derinliklerine indiği bu adamın yanında kalmak, onu tanımak istiyordu. İçindeki bir his, ona daha yakın olacağını fısıldıyordu. Samuel de bunları duymuş gibi Judy’den önce davranmıştı:
“Eğitim hizmetinde olduğunuzu biliyorum, toplantılarda da karşılaşıyoruz. Ama fazla tanışmıyoruz. Neler yapıyorsunuz, çocuğunuz var mı?” Havanın yavaş yavaş kararmasıyla gökyüzündeki gri bulutlara göz atan Judy cevap verdi:
“Evet eğitimciyim. İlk defa hizmet sektöründeyim, üç buçuk yıl oldu kurumda çalışıyorum. Bir kızım var, onunla yalnız yaşıyorum, eşimden ayrılalı on yıl kadar oldu. Peki siz neler yapıyorsunuz? Sizin de çocuğunuz var mı?”
“Evet, bir oğlum var. Ama benimle değil, Almanya’da yaşıyor. Burada okudu, sonra ülke dışında eğitimine devam etti, orda da hayatını kurdu. Bilgisayar mühendisi olarak bir firmada çalışıyor. Tek gurum oğlumdur.” Küçük bir sessizlikten sonra Samuel devam etti: “Ben de eşimden ayrılalı on altı yıl oldu, yalnızım. Keyfim yerinde, özel sektörden ayrılıp hizmet sektörüne geçeli yıllar oldu. İtibar, konum, mevki durumu burada farklı. Memnunum.” Sözlerini sıralarken Judy’nin gözlerine bakıyordu. Judy ise karanlık yoldan geçip giden arabaların far ışıklarına gözlerini kaçırıyordu. Fazla tanımadığı bu adamın gözlerinin içine bakmak, öyle bakarak konuşmak tuhaf hissetmesine neden oluyordu. Adam kendisinden çokça yaşlıydı ve sadece toplantılarda gördüğü ama iyilik namını duyduğu bu adamın yanında şu anda ne işi vardı? Bu bir tesadüf müydü, yoksa tahmin etmeyeceği bir kader miydi? Kendisini tuhaf hissettiren dakikalar artık bitsin istedi Judy ve saatine bakarak:
“Artık gitmem gerekiyor, kızım evde yalnız ve beni bekliyor.” Dedi. Samuel, hemen onu onaylayarak Judy’nin arkasından ayağa kalktı ve hesabı kasada ödemek için hızlıca yürüdü. Oysaki onu Judy davet etmişti ve Judy’nin ısrarlarına rağmen hesabı ödedi.
“Sizi eve bırakayım.” Samuel’in sorusuna Judy gülümseyerek cevap verdi:
“Çok teşekkür ederim Bay Samuel, küçük bir aracım var. Bu akşam vaktinizi ayırıp geldiğiniz için çok teşekkür ederim. Komşumun sorununu çözsek veya çözemesek de sizi yakından tanımak güzel oldu.”
“Benim için de çok iyi oldu. Başka bir zaman yine sizinle kahve içmek isterim. Eğer siz de isterseniz?”
“Olur, tabii ki, çok sevinirim.” Judy’nin içinde bir kıpırtı oldu.
“Komşunuz için de en kısa zamanda araştırıp cevap vereceğim, hiç merak etmeyin.” Samuel, Judy’nin sıcak elini tutup tokalaştı. Birbirlerine iyi geceler dileyerek, arabalarına bindiler ve uzaklaştılar.

Devam edecek…
Gerçek bir hikâyeden uyarlanmıştır

Nevriye Gürel
Mayıs 2023

Facebook Yorumları
Önceki İçerik
Sonraki İçerik

Diğer Yazıları

Bizi Takip Edin

232BeğenenlerBeğen
114TakipçilerTakip Et
349TakipçilerTakip Et
2,330AboneAbone Ol
- Reklam -

En Son Eklenenler