“ Türk edebiyatının önünde Yalvaç var.”
Yaşar Kemal
Bu yıl 2-10 Kasım tarihleri arasında 41’inci kez düzenlenecek olan Uluslararası İstanbul Kitap Fuarı’nın konuk ülkesi Azerbaycan’dı.
Azeri yazar konuklarımızla birlikte; Vladimir Tumanov, Benji Davies, Dimitris Sotakis, Carlos Fonseca gibi ünlü edebiyat isimleri de katıldı.
Uluslararası İstanbul Kitap Fuarı’nın onur yazarı Yalvaç Ural’dı.
‘Çocukluk Şenliktir’ temalı fuarın onur yazarı geçmişini ve neden çocuk edebiyatına yöneldiğini anlattı. Yazılarının temeli, anneannesinin masalları olduğu kadar yetiştiği Anadolu topraklarının zengin efsaneleriydi de.
Onun kitaplarında Anadolu vardı, geleneklerimiz vardı, sözlü anlatım edebiyatımız vardı, kuşaktan kuşağa uzanan efsaneler, bilmeceler, oyunlar vardı. Anadolu şiir, destan, masal açısından çok zengindi.
Memur çocuğu olmasından dolayı göçebe hayatı yaşayan Yalvaç Ural, geçmişin zengin hazinesiyle beslendiği kadar annesinin kültürel birikiminden de beslenmişti. Anneannesinin masalcılığı, Mevleviliği, babasının okuma sevdası, annesinin öğretmenliği… Bir de Mevlana vardı. Mesneviden alıntılar vardı. Konyalı olmasından olacak Mevlana’yı pek severdi. Rumi kitabını bu yüzden yazmıştı.
Ezop ve La Fonten masalları dağarcığımızda kalan diğer eserlerindendi.
Anneannesi Gülendam Hanım’ın masalları onu beslemişti. Nenesinin sözcük hazinesi tarih bilgisi onu etkilemişti. Bunlar onu beslemekle beraber çocuklara olan sevgisiyle harmanlayıp kitaplarını oluşturmasını sağlamıştı.
Emlak Çocuk, Başak Çocuk da çalışmıştı Ural. Milliyet Kardeş ve Miço Dergisi’ni çıkarmıştı.
Kendisini çocuk yayıncılığına adayan Yalvaç Ural 51 dergi ile yüzlerce kitap yayımlamıştı. 43 dile çevrilmiş kitapları sayesinde, dünya çocuklarının literatürüne girmişti.
O çocukların Yalvaç Abisi’ydi. Bu yüzden Yalvaç Abi Yayınları’nı kurmuştu.
Çocuklar için yaptığı bilmeceler dizisi 30-40 kitabı bulmuştu. Sözcüklerle oynayan yazar oyunlarla çocuklara yeni kelimeler öğretmişti: ‘Bir ton bir ton daha ne eder? Tonton eder.’ gibi kelimeler türetmişti.
Ural, o kadar çok çalışmıştı ki 45 yılda 4 mizah dergisi çıkarmıştı…
‘Sümer Masalları’ kitabı Kore’de yayımlanmıştı. Sümerler ’i bilim kadını Muazzez İlmiye Çığ’ la sevmiştik, Sümer tabletlerini de. Yazıyı bulmaları ilginçti. Kullandığımız tabletlerin ismi onlardan geliyordu. Ya kırık tabletlerden çıkan atasözlerine ne demeli?
65 çocuk kitabı yayımlayan Yalvaç Ural, yetişkinler için dört kitap ve bir şiir kitabı yayımlamıştı. Bu yüzden dünya çocuk şiiri şampiyonu olarak anılmaktaydı.
TRT’in hazırladığı Evliya Çelebi’nin Gezileri – Az Gittik Uz Gittik, Tekir Noktalama İşaretlerini Öğretiyor gibi animasyon dizileri, küçükken izlediğimiz filmlerdendi. Evliya Çelebi’nin dökülen mürekkebi hala aklımdadır. Türkiye’yi onunla beraber gezmiştik at üstünde.
Sihirli Pabuçlar’da izlediğimiz başka bir filmdi. Daha sonra yurtdışında da yayımlanmıştı.
Masallar, hayal gücünüzü geliştiren, okuma alışkanlığı kazanmanıza yardımcı olan en önemli yapıtlardı. Hayvanlar konuşur sincaplar uçar, kazlar arkadaşınız olurdu. İnsanlara yardım etmenin, çalışkanlığın, iyiliğin, umudun ve hayal kurmanın önemi anlatılırdı masallarda.
Onun masallarında hayvanlar vardı. Kitaplarında ayılar, tilkiler, uçan atlar, güvercinler vardı. Konuşan öküz, tiki vardı. Doğa, bitkiler, çiçekler, ağaçlar, denizler, ovalar, dağlar vardı. Koskoca bir hayvanlar âlemi vardı. Dil cambazlığıyla onları konuştururdu Ural. Bu karakterlerle hayvanları sevmemizi sağladığı kadar, çocuklara ders vermeyi de sağlıyordu. Fabl anlamında ustaydı Yalvaç Ural.
Yabanöküzü Boynuzlu Tilki, beğendiğim masal kitaplarından biriydi. Yabanöküzü Boynuzlu Tilki kitabı: Dil Derneği Beşir Göğüş Türk Dilini ve Çocuk Edebiyatını Geliştirme Ödülü’nü almıştı 2017 yılında.
La Fonten Orman Mahkemesinde, Anadolu Efsaneleri, Hayvanlar Yalan Söylemez, Kaz Zıpırları beğendiğim diğer eserleriydi. Zıpır Bilmeceler, en meşhur kitaplarından biriydi.
Mavi Eşek ve Aslan, Belarus’ta yayımlanmıştı. Müzik Satan Çocuklar, Macarca’ya çevrilmişti.
Çocukları çok seven Ural’ın beş bin oyuncağı Koç Müzesi’nde sergilenmekteydi. Bazı şehirlerde Yalvaç Ural Kütüphanesi kurulmuştu. Kabataş Lisesi’nde de bir kütüphane daha kurulacaktı.
Onun sayesinde çocuk edebiyatı anlam derinliğini yakalamıştı. O olmasaydı ne bunca kitap, ne bunca dergi olurdu!…
Bunca sözden sonra ne denir bilmem ama ben: “Kalemine sağlık Yalvaç Ural!” diyor, bereketli ömürler diliyorum!…
Neslihan Minel