Çok uzun süredir hasret kaldığı kente, geçen otuz yıldan sonra nihayet dönebilmişti adam. Ankara geçen yıllarda değişmek için fazla da çaba göstermemiş sevgilisini o günkü haliyle beklemişti. Bakanlıklardaki çınarlar , atkestaneleri, alabildiğince uzamış, geniş yolların üzerindeki sağlı sollu olanlar neredeyse tepede birleşmişlerdi. Sıcak yaz günlerinde yürürken memurlar sanki yaprak ve dallardan oluşmuş bir tünelden geçer gibiydiler. Yapraklar arasından süzülüp gelen güneş ışıkları ısıtmak yerine neredeyse limon gibi ferahlatıyordu.
Birazdan hava yavaşça koyulaşacak, biraz aşağıda Sakarya’ ya vaktin bira burcuna girmesiyle uzayacaktı müdavimler. Ama Bira parkı artık yoktu. Yüksek fıçıların meydan ortasında mermer şapkalarıyla dansı bilmem hangi hükümet döneminde son bulmuştu.
Oysa şimdi bir sokağa ve merdiven altlarına çekilmiş, akşamın müdavimlerinden ziyade Atçı, kumarcı, ayyaşların yasal mekanları haline gelmişti. Of be böyle olsun muydu. Net piknik kapansın mıydı. İki, yaşını başını almış hanım birer biralarını bundan sonra nerede karşılıklı içsinlerdi. Mülkiyelilerin tadilatı yıllarca sürsün müydü. Körfezin beyefendi garsonları emekli olup evlerinde ölümü beklesinler miydi.
Başkentte edepli siyasetcilerin oturup kalktıkları, politika yaptıkları Mimar Kemalettin ve Vedat Tek ustanın elinin değdiği Ankara palas İki memuru istihdam etmekten başka hiç bir işe yaramayan, sözde bir kültür merkezıne mi dönüşsündü. Koca Yunus’u bu şekilde harcamanın bir alemi var mıydı.
İller bankasının İlk şubesinin , o muhteşem hatıranın Cami bahçesine ucundan azıcık giriyor diye katline değer miydi.
Hangi akıllı Tarihi Ziraat Bankası Bahçesinde bulunan Mermer Ahmet Mithat Efendi heykelinin farkedilmemesi için çevresini sarmaşıklamıştı.
Meclis karşısında Bulvar Otelinin lobisinde merhum Yaşar Güvenirgil’in sesini duyar gibiyim. “Sensiz saadet neymiş”
diyor. Oysa sık saçları ve kara sakalları birbirine karışmış genç delikanlıların önünde durduğu Türkü barlardan inadına Kürtçe şarkılar son ses yayınlanıyor.
Sokak çalgıcıları bir bir azarlanıp cezalar kesilirken hem de bugün , Ankaranın segilisi olan adam aşkını tartmaya başlıyor. Kusurlar arar oluyor sevgilisinde.
Neyse ki az yukarıda Kıtır Piliç sağ. Bulvardan Tunalı Hilmi’ ye atlayan dar sokak henüz soluk alıyor. Bir tesellidir, bulduğunu düşünüyor adam.
Kıvanç Gülhan