25.7 C
İstanbul
13 Eylül 2024, Cuma
spot_img

KISSADAN HİSSELER

Hâkim Hakk’ın adaletin düzeltir
Adaletli hâkim gayet güzeldir
Bu adalet ta ezelden ezeldir.
Adil Ali Atalay

Rabbim bir köpek senin dostlarının izinden bir kaç adım attı da onu onlardan saydın.
Feridüddin Attar

Osmanlı’da köpeklerin beslenmesi ile ilgilenen Mancacı’lar varmış. İnsanlar para verir bunları beslenmesini sağlarmış. Sırf bunlara yemek vermek için tutulan kasaplar da varmış. Padişahlar bununla ilgilenir, hayvanların korunması hakkında fetvalar yayımlarmış.

Padişahın kuşçubaşı varmış. Her evde köpek olduğu gibi çoban köpekleri de varmış: Karabaş, Çomar, Cesur, Kömür, Duman, Aslan vs…

Bunun yanında Nasrettin Hoca’nın eşeği, Red Kit’in atı, Ayasofya’nın Gli’si Kadıköy’ün Lena’sı da meşhurdur.

Kargalar zekâlarıyla, baykuşlar bilgelikleriyle, kaplumbağalar uzun ömürleriyle dikkat çeker. Bunlarla ilgili yazılmış kitaplar vardır. Yine Feridüddin Attar’ın Mantıu-ı Tayr ( kuş dili) diye kitabı vardır. Kuşların dilinden yazılmıştır bu kitap.

Eski medeniyetlere krallarla gömülen kediler olduğu gibi sahibiyle intihar eden köpekler de vardır.  Roman kahramanı olan Hathic, Lassi, Can Dostum gibi kahramanları herkes bilir.

Yine çocukluk dönemlerinde izlediğim 101 Dalmaçyalı hala aklımdadır.

Öyle ki aileden biri olan bu köpekler, fotoğraf albümlerine bile girmiştir. Çocukların yanında muhakkak bir köpek durur bütün heybetiyle.

Şimdi de okul anketlerinde, köpeklerinin ismini yazmaktadır çocuklar, en küçük kardeş diye.

Filmlere konu olan, kitaplara başkarakter olan bu canlılar şimdi itilip kakılmaktadır.

Geçen gün gazete manşetinde karga tulumba kamyonlara tıkılanlar gibi… 2024 yılında insanlığın ulaştığı son nokta!…

Kıssalar

Oysa ki bütün dinler: “Öldürmeyeceksin!…” der.

Haksız yere öldürmek bütün insanlığı öldürmek gibidir.

İsra süresi 33 ayeti der ki: “Allahın saygıya layık kıldığı cana kıymayın!…”

Kanuni Sultan Süleyman, sarayın bahçesindeki armut ağaçlarını kurutan karıncaların öldürülmesi için Şeyhül İslam Ebussud Efendi’den şu beyitle fetva istemiş: “Dırahta ger ziyân etse karınca zararı var mıdır ânı kırınca (Ürünlere zarar veren karıncaların öldürülmesinde dinen bir zarar var mıdır?….)

Ebussud Efendi bir beyitle cevap verir: “Yarın Hakk’ın divanına varınca Süleyman’dan hakkın alır karınca!…”

Adamın biri kaplumbağaların asmaları yemesine kızıp kaplumbağaları ters çevirip bırakır ve kaçar. Küçük çocuğu yolda giderken: “Baba onların Allah’ı yok mudur?…” der.

Adam düşünür: “Evet!” der: “Onların da Allah’ı var! Onları da Allah yaratmıştır!…”

Tekrar bağa döner ve ters çevirdiği kaplumbağalardan af diler.

KIYAMET GÜNÜ HAYVANLARDA İNSANLAR GİBİ HAŞREDİLECEKTİR

Dağlar, ağaçlar ve hayvanlar Allah’a secde ederler…

“Yerde yürüyen hiç bir hayvan ve kanatlarıyla uçan hiç bir kuş yoktur ki sizin gibi birer ümmet olmasınlar…”

Yeryüzünde herkesin bir ümmeti vardır ve yeryüzünde hiç bir ümmet yoktur ki Allah’ı zikretmesin. Yeryüzünde hiç bir yaprak yoktur ki Allahtan habersiz kıpırdasın.

Bütün dervişler çiçeklerin en güzelini toplayarak mürşitlerine sunar. Dervişin biri yerde bulduğu solgun çiçeği mürşidine götürür. Mürşit: “Herkes en güzel çiçeği getirdi sen bunu mu layık gördün bana?” der.

Derviş: “Bütün çiçekler zikirdeydi kopamadım!…” der.

Ashab-ı Kehf’in köpeği Kıtmir (Al-Rakim)

Mevlana bir sözünde Ashab-ı Kehf’in köpeği Kıtmir (Al-Rakim) köpeği benimle aynı renktedir! diye ona değer katmıştır.

Kıtmir yedi uyuyanların köpeğidir. Cennete gidereceğine inanılan kutsal bir köpektir. Rivayete göre Kıtmir’in selamı var! deyince köpekler ısırmazlar.

Hitaplar…

Nuh peygamber bir gün ceraatli köpeğe aşağılayıcı bir şeyler söylemiş. Bunun üzerine: “Ey Nuh! köpeği ben yarattım; beni mi ayıpladın?…” hitabını duymuş.

Bu hitabın üzerine Nuh peygamber ağlamaya başlamış… Nuh’un kelime anlamı ağlayan demektir.

Musa peygamber kendinden aşağı bir yaratık arar yeryüzünde. Uyuz olmuş, tüyleri dökülmüş bir köpek görür ve bu benden aşağıdır! diye düşünür. Boynuna tasa takıp götürürken: “ Ya bu Hakk karşısında benden daha değerliyse ne yaparım? der ve utanarak köpeğin boynundaki tasmayı çıkarır. Bunun üzerine: “Ey Musa!… Sen o köpeği kendinden aşağı diye alıp karşıma çıksaydın, peygamberliğin bile elinden alınacaktı!…”

Sevebildin mi en kötüyü yaradandan ötürü?…

Sivriada olayı

1879 yılında 80.000 köpek açlığa mahkum edilmiş ve birbirini yiyerek ölmüştür. Feryatları bütün İstanbul’dan duyulmuştur. Bu olay tarihe: “Hayırsızada Olayı” olarak geçer. Bu olaydan yedi sekiz ay sonra büyük İstanbul yangınında 5000 ev yanarak kül olmuştur. İnsanlar köpeklerin ahı tuttu, demiştir!…

Ortadoğu’nun ateş çemberi içinde olduğu, etrafımızın savaşlarla kuşatıldığı, Eyyam-ı Bahur sıcaklarının bunalttığı bu günlerde, inşallah tekrar Hayırsızada olayını yaşamayız.

Bu kadar kıssadan sonra ne denir bilmem ama ben kısa yoldan: Allah milletimize zeval vermesin diyorum!…

Neslihan Minel

Facebook Yorumları

Diğer Yazıları

Bizi Takip Edin

232BeğenenlerBeğen
114TakipçilerTakip Et
349TakipçilerTakip Et
2,320AboneAbone Ol
- Reklam -

En Son Eklenenler