ABD Başkanı D. Trump, papazın serbest kalması üzerine verdiği demeçte:
“Yardımları için Cumhurbaşkanı Erdoğan’a teşekkür etmek istiyorum.” demiş.
Sayın Erdoğan da konuyla ilgili olarak : “ Sayın Başkan Trump, her zaman vurguladığım gibi Türk yargısı kararını bağımsız bir şekilde verdi.” tvitini atmış.
Allah var; bizim c. başkanımız dini bütün biridir ve asla yalan söylemez.
Bu durumda Sayın Trump ya yalan söylüyor ya da Sayın Erdoğan’ın bir başka konudaki yardımını papaz için zannediyor.
Zavallı ihtiyar, ne dediğini kulağı duymuyor. Tutmuş, bir de “Ben rehineler için pazarlık yapmam!” diyerek, papazın Türkiye Cumhuriyeti tarafından rehin alındığı algısı yaratmaya çalışıyor.
Hatırlarsanız geçenlerde Suud kralına; “Bizim yardımlarımla saltanat sürüyorsunuz. Desteğimizi çekersek iki hafta dayanamazsınız. Ben o kılıç dansını boşuna mı yaptım. Sökülün paraları!” demişti.
Haddini bilmez adam! Sanıyor ki burası Suudi Arabistan.
Allah aşkına, Sarayın bilir kişileri bir şeyler söylesinler şu adama.
Mesela İlber Ortaylı hocamız bize “rehine” kime denir, anlatsın?
Alev Alatlı Hanım ya da İskender Pala Üstadımız “pazarlık” felsefesiyle ağzının payını versinler.
Pek sevgili Prof. Dr. Burhan Kuzu Hocamız “bağımsız yargı” nutku çeksin, sustursun şu adamı.
Hiç kimse bir yanıt veremiyorsa da şu saray medyasında akşamları Menemen bardakları gibi dizilerek kerameti kendinden menkul hikâyeler anlatan bilirkişi kardeşlerimizden biri, bir çift laf etsin.
Bu papaz:
– Casus mu, misyoner mi, sıradan bir din görevlisi miydi?
– Rehin mi alındı, tutuklandı mı?
– Şahitler ne zaman yalan, ne zaman doğru söyledi?
– Serbest mi bırakıldı, kurtarıldı mı?
Biz de öğrenelim ve bu iftiralar karşısında dik duralım, değil mi ya?
Neyse, uzatmayalım. Bu geceye bunca geyiğin üstüne bir çocuk tekerlemesi iyi gider. Haydi birlikte söyleyelim…
Ooo piti piiiti. Karamela sepeti. Teraaazi lastik, cimlastik. Biz size geldik, bitlendik. Bitli kaaafa. Koydum raaafa. Yemesi taaatlı…
Yiyene afiyet olsun!
Hamdi Topçuoğlu
