17.5 C
İstanbul
21 Kasım 2024, Perşembe
spot_img

Ölüme meydan okuyan eser: Ayasofya!

Roma İmparatoru Jüstinyen antik İstanbul Hipodromu’na doldurduğu 30 bin insanı kılıçtan geçirdikten sonra bu katedrali yaptırıyor

Bin 482 yıllık Ayasofya’nın müze statüsünden çıkartılıp cami yapılması siyasi bir karar.

Halk ne isterse o olur!

İster namaz kılarlar, ister hac çıkarır, isterse müze gibi gezer.

Niyeti için kimse devletten izin almak zorunda değil.

Tek kalıcı gerçeklik, UNESCO’nun (Bileşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü) ifadesiyle “Bu istisnai mirasın evrensel değerinden geri adım atılmasından kaçınılması için” bilimle-tarihle buluşma zorunluluğu.

Roma hukukunun düzenleyicisi Jüstinyen’in “ölüm cezasını kaldırmasını” simgeleyen anıt mabet olarak da anıldığı aklınızda olsun…

★★★

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Ayasofya açıklamasında kullandığı “İçeride eksiklikler var. 6 ay gibi süre içerisinde yapacağımız hazırlıklar var” ifadesi, yeni bir restorasyonun da habercisi.

Kaynaklara bakalım…

Tahsin Aydoğmuş kare kare fotoğrafladığı ve 2013 yılında basılan “Hagia Sophia”, Türkçe karşılığı “kutsal bilgelik” olan “Aya Sofya”yı anlatıyor.

Aydoğmuş’un 1979-2003 yılları arasında Ayasofya’da geçirdiği memuriyet yıllarında biriktirdiği fotoğraflar, Shell&Turcas sponsorluğunda kütüphanelere giriyor.

Tarihi resmeden kitabın indirimli fiyatı 720 TL…

★★★

Kitapta Mareşal Fevzi Çakmak‘ın torunu Ordinaryüs Profesör Ahmet Çakmak’a atıf yapılıyor.

Çakmak’ın ABD’nin önde gelen üniversitelerinden Princeton Mühendislik ve Uygulamalı Bilimler Fakültesi’nde geçirdiği 38 yıllık akademik hayatı, 1999 yılında dekan ve bölüm başkanı olarak sonlanmıştı.

1923-1944 yıllarının Genelkurmay Başkanı Fevzi Çakmak‘ın bu dönem anıları kayıp. 1921’e kadar olan askerlik anıları ise yayımlandı.

CHP muhalifi olan Mareşal’in, Atatürk’ün imzasıyla 1934 yılında camiden müzeye dönüşen Ayasofya ile ilgili notlarında ne yazıyordu acaba?

★★★

Deprem uzmanı Çakmak, 200-300 yılık aralıklarla 7 ve daha büyük şiddette depremler atlatan Ayasofya’nın gelecekte de ayakta kalacağına işaret ediyor.

Ayasofya 17 Ağustos 1999 depreminde sallanmış ama hasar almamış.

Çakmak ve arkadaşlarının sismik tomografik çalışmalar yaptığı Ayasofya’nın inşaatında dayanıklılığı yüksek çimento kullanımına dikkat çekiliyor.

★★★

527-565 yılları arasında, 38 yıl iktidarını sürdüren Roma İmparatoru Iustinianos (1.Jüstinyen) Ayasofya’yı inşa ettiriyor.

Jüstinyen, Nika İsyanı’ndan sonra bir anıt katedral yaptırmaya karar verdiğinde, matematikçi ve fizikçi Aydınlı (Tralles) Anthemius ve Miletuslu (Söke ovasının ortasında yer alan antik kent) İsidorus‘un mimari projesini seçiyor.

★★★

537 yılında ibadete açılan Ayasofya,“tarihiistanbul.com” sayfasında tarihsel perspektifle ele alınmış.

Bazı Romalı tarihçilere göre Jüstinyen’in, 532’de antik İstanbul Hipodromu’nda (Sultanahmet) 30 bin kişiyi katletmesiyle sonuçlanan Nika İsyanı‘nı bastırdıktan sonra yaptırdığı Ayasofya’nın arka planı şöyle:

Jüstinyen bu katliamı hiç istememiş, zaten bu olaydan sonra bir daha kimseyi ölümle cezalandırmama kararı almış.

MİMAR SİNAN’IN AYASOFYA RESTORASYONU

Hagio Sophia kitabındaki alıntılarla devam edeyim…

Bizans hükümdarlığının son yüzyılı boyunca Ayasofya bakımsız kalmıştır” diyor, yazar ve Fatih’in 29 Mayıs 1453 Salı günü İstanbul’u fethetmesini takip eden ilk cuma günü (1 Haziran) katedral İslami ibadete açılıyor…

Kitaptan bazı satır başları:

“Fatih’in kiliseyi camiye dönüştürmesi bazı yapısal değişiklikler gerektirdi. Kıbleyi gösteren mihrap inşa edildi. II. Selim ve oğlu III. Murat döneminde yaptırılan üç taş minare 1572-74 yıllarında binayı restore eden Mimar Sinan’ın eseri…”

Osmanlı döneminde en kapsamlı restorasyon 1847-49 yıllarında Sultan Abdülmecit tarafından, İsviçreli mimarlar Gaspare ve Giuseppe Fossati kardeşlere yaptırılıyor.

1609’da I. Ahmet tarafından örtülen Bizans çizimlerinin yerine hattat Mustafa İzzet Efendi‘ye Kuran’dan ayetler yazdırılıyor.

Konstantinopolis 1930’da resmen İstanbul oldu

Bizans Enstitüsü’nün kurucusu Amerikalı arkeolog Thomas Whittemore, Atatürk’ten izin alıp üstü örtülen mozaikleri 1932 yılında açığa çıkartıyor.

Kitabın yararlandığı kaynaklar arasında Türk sanat ve mimarlık tarihi profesörü Gülru Necipoğlu‘nun “Bir İmparatorluk Abidesinin Hayatı: Bizans’tan Sonra Ayasofya” denemesi yer alıyor.

Ayasofya’da 500-600’lü yıllardan pek mozaik kalmamış. Dönemin Osmanlı padişahları tarafından kimi mozaiklerin üzerine minber ve müezzin mahfili inşa edilerek 1453-1934 yılları arasında cami olarak kullanılmış.

1993’ten beri Harvard Ağa Han İslam Sanatı Kürsüsü Profesörü ve Ağa Han İslam Mimarisi Programı Direktörü Necipoğlu’nun şöyle bir saptaması var:

İstanbul ancak 1930 yılında resmen İstanbul olmuştu. Bu tarihten önce Doğu’nun efsanevi ticaret merkezi ve yok olmuş bir imparatorluğun başkenti Konstantinopolis olarak kalmıştır.

Bizans İmparatorluğu’na 395 yılından 1453’e kadar başkentlik yapan Konstantin’in adı ancak Cumhuriyet döneminde yürürlükten kalkıyor.

Serpil Yılmaz
https://www.sozcu.com.tr/2020/yazarlar/serpil-yilmaz/olume-meydan-okuyan-eser-ayasofya-5925839/

 

Facebook Yorumları

Diğer Yazıları

Bizi Takip Edin

232BeğenenlerBeğen
114TakipçilerTakip Et
349TakipçilerTakip Et
2,330AboneAbone Ol
- Reklam -

En Son Eklenenler