Yere düşen ilk kavak yapraklarını topladım. Eşsiz ve kusursuz sarılıkta düşen ilk yaprakları… Islaktım. Güneş bu sabah geç kalmıştı. Belli olmaz, bu gün hiç ortaya çıkmayabilir de. Kırmızı desem olmaz, açık kahve desem tam onlatamaz bir köpek çıkıp geldi. Önce beton iskelede, kumsalda dolaştı. Duş kabininin demir ayağını kokladı. Ve işeyerek kokusunu bıraktı. Sonra giysilerimi çıkardığım betonun hemen kenarına uzandı. Bir daha hiç kıpırdamadı. Gözlerini bile açmadı. Sadece sinekleri kovabilmek için arada sırada sırtının derisini oynatıyordu.
Sinop tatil için gelinecek bir kasaba değil. Ya rüzgâr esiyor. Ya da gün ortasında yağmur yağıveriyor. Bütün planlarınızı bozuveriyor. Paranıza yazık. Akdeniz’e gidin. Ege’ye… Yunan adalarına geçin. Tatlıcak şelalesi yerine Dümbüldek Şelalesi’ne gidin. Mantı için sıraya girmeler, beklemeler falan. Saçmalığın dik alası. Mantı kilo yapar. Yedikten sonra suçluluk hissedersiniz. Bilmem kaçıncı kez diyetinizi bozduğunuza yazık. Yok, yok önden, yandan sarkan yağlarınız değil. Ödemdir yine, havalardan gaz yapmıştır.
Benimki sadece kıskançlık işte… Marketlerin önüne arabanızı çekip dörtlüleri yakmanız ne güzel. Trafik tek şeritten aksa dünyanın sonu mu gelecek? O pahalı arabalarla ara sokaklarda park için yer aramanız bizi üzer. Ev sahipliğimizden utanırız. Siz gelince Pazar daha pahalı oluyor. Lokantalar, marketler, çay bahçeleri… İncik- boncuk satanlar, tekne turu yapanlar, lokantalar, büfeler ve pastanenler falan. Her yerde zamları hükümet, bizde tatilciler yapıyor. Tatilciler yüzünden erken dökülmüş kavak ağacının yaprakları. Dikenlerin mor çiçeklerinin rengi de daha soluk bu yaz. Karakum çamlığında demlenen Çorumlu, Çankırılı, Samsunlu, Ordulu, Kastamonulu hele hele İstanbullu konuklarımız… İkinci kadehten sonra şarkıya başlamak sorunda değilsiniz. Artık sarhoşların şarkı söylemesini zorunlu kılan yasa kaldırılmış. Düzenleme de “ilk kadehte şarkı söylenmesi zorunludur. Ama ikincisi ve sonrasında resmi mercilere bildirilmesi” istenmiştir. Alkol ile erkekliği harmanlamış havaya silah ateşleyenler için söylenecek uygun cümle bulunmamıştır. Coşkuları bilinç düzeyini yok edecek hale gelip beyinlerine sıkacakları zamanı sabırla bekliyoruz. Yorgun mermiden ömrümüz yettiğince elbette.
Benim param olsa Sinop’a kesinlikle tatile gelmem. Karsa giderim, Hakkâri’ye… Munzur plajına, Horna Kanyonu’na veya Pınarbaşı Şelalelerine… Azdavay’da etli ekmek yerdim. Mantı ne kii… Yazın neden evlenir gençler. Her akşam erik dalı, osman ağa, hacı cavcav nedir yaaa? Bırakın bu Sinop beter olsun. Gelmeyin. Yapayalnız kalsın. Ip ıssız, unutulmuş uçsuz bucaksız bir çölün ortası kadar yalnız.
Nerelisin?
Bilmiyorum. Başka bir ülkede doğdum. Manisa’da büyüdüm. On altı yıl Sinop’ta kaldım. Üstelik Gerze’den evliyim.
Sinop’lusun sen, boşuna zorlama.
Ben geldim. Bu kıyı kasabasında takılıp kaldım. Yanarım, sizin sonunuz da böyle olacak. Sinop’a gelmeyin kardeşim. Mantı göbek yapar. Otelleri ateş pahası… Bütün evler sıkış, tepiş… Tıka basa misafir dolu… Ne yemeği biter ne bulaşığı… İlla ızgara yapalım, balık da olsun. Av yasağı var. Sen Mars’ta mı yaşıyorsun?
Ağustos 2023
Seyfullah
