Yaşadığımız korona günlerinde teknolojinin hayatımıza ne kadar hâkim olduğunu yakından gördük. En az beş yıl sonra gelecek teknolojiye bir anda sahip olduk. Bu gelişmeyle birlikte teknolojik aletlerin fiyatları arttı.
Kargo şirketleri büyük hızla siparişlere yetişmeye çalışırken, sanal alışveriş gündeme geldi. Evde çalışmaya başlayan insanların sayısı artmakla beraber okuma oranı da arttı. Kitaplar da en çok satanlar arasına girmeyi başardı.
Bu süreçte dördüncü endüstri devriminden beşinci endüstri devrimine çok hızlı geçtik. Bunun paralelinde data ve yapay zekâ çağı gündeme geldi. Bu da robotların dünyamıza daha hızlı gireceği anlamına geliyordu.
Daha önce teknoloji fuarında gördüğüm; ‘Yumi’ bunun en iyi örneğiydi. Bir robot kaç kişinin yaptığı işi dinlenmeden yapıyordu. Bunu yaparken sizden yemek parası, yol parası istemiyordu. Ayrıca dinlenme molası, yaz tatili de yoktu. Bu da fiziksel ve yazılım robotları tercih etmenin en önemli nedenlerinden biriydi.
Yapay zekâyla beraber insanlar daha az hesap yapmak zorunda kalıp daha az düşünecekti. Çünkü onların yenine faturalarını ödeyip gelecek planı yapan robotlar üretilecekti. Üniversitelerde yapay zekâ programları, sanal medya danışmanlığı bölümleri açılacaktı. Sanal gazetelerin daha çok okunması gibi sanal meslekler de gündeme gelecekti.
İnovasyonun, programcılığın değer kazanmasıyla beraber uzaktan çalışan personeller ön plana çıkacak, insanlar sabahın köründe koşturarak işe yetişmek zorunda kalmayacaktı.
Üniversitelerden uzaktan verilen eğitimlerle diploma alınacaktı. Evinize hologramla gelen doktorunuz size tanı koyacak, bankalar bu kadar çok elemanla çalıştırmak zorunda kalmayacaktı. Fabrikalar gece gündüz çalışmayacak, dükkânlar yerini sanal mağazalara bırakacaktı.
Temassız ekonomiyle her şey tek tuşa bağlı olacaktı. İnsanlar artık telefonla bütün işlerini halledebilecekti. Martılara, telefon sayesinde binebilmemiz gibi…
Otobüslere, trenlere telefon kanalıyla biletsiz binebileceğimiz gibi birçok kart taşımamıza gerek de kalmayacaktı. Artı kartsız para çekip AKBİL’siz yolculuk edebileceğiz.
Arabalar, otomatik frenle çalışıp, ottonom, sürücüsüz araçlar haline gelecekti.
Daha önce filmlerde gördüğümüz (Jetgiller, Black, Terminatör) kavramlar gerçek olmaya başladı.
Sabah kalkınca birileri saçlarımızı tarayacak, kahvaltımızı hazırlayacak, uçarak seyahat edebileceğiz…
Yaşadığımız bu zor günler olayların gelişmesini hızlandırdı. Korona, insanların sağlığını bozduğu kadar teknolojinin ne kadar önemli olduğunu da ortaya çıkardı. Evde yapılan derslerden sonra internet bazlı ekonomi ve 5G gündeme geldi.
Bu gidişle daha ne çok gelişmeler olur, daha neler yaşanır bilemiyorum ama yıllar öncesinin senaryoları egemen olmaya başladı. Bu da hayallerin gerçeğe dönüşebileceğini anlattığı kadar gelecek günlerin getireceği yenilikleri de gösteriyordu.
Teknoloji kim bilir daha ne büyük yeniliklere gebe, yaşayıp göreceğiz…
Neslihan Minel